Nepal, Mumbai (Yaz 2024)Bölüm 08, Hindistan, Mumbai (Fotoğraf Gezi Kültürü)

blog-item

6 Temmuz 2024 – Cumartesi

Bugün Nepal’den ayrılma günü. Geç kalkıp kahvaltıyı otelde yapıyoruz. Son bira ve kahvaltı paralarını ödeyerek helalleşiyoruz. Ardından çağırdığımız taksilerle 465 Rupiye anlaşarak (ki gelirken iki katını ödemiştik) hava alanına doğru yola çıkıyoruz. (Bu arada yazdım mı önceden hatırlamıyorum, burada da pazarlık esas. Özellikle turistik eşyaları söylenenin dörtte birine alabiliyorsun, yine de kazıklandım mı diye düşünüyorsun. Aklınızda olsun. Taksilerde bu oran %50, 70 arası falan, yani 100 denen yere 60 vererek pazarlık yapılabilir.) Havaalanına varıyoruz. Gümrük ve pasaportta hatta uçağa binerken didik didik aranıyoruz. Ama problem yok her şey yolunda. Aktarama için Kalküta’ya kısa bir uçuşumuz var. Biniyoruz ve uçak tam vaktinde kalkıyor.

Kısa bir uçuş olmasına rağmen iyi bir yemek veriyorlar.

Türkiye’de genelde o malum havayolu şirketi ile uçmaktan (Kuveyt’e de o şirketle uçmuştuk, Kuveyt’ten Katmandu’ya uçtuğumuz Jazeera havayolu şirketi de farklı değildi.) uçakta iyi yemek yemeği unutmuşuz, iyi geliyor. Kısa bir uçuşla Hindistan’ın Kalküta şehrine iniyoruz. Pasaport kontrol, bavul alımı ve gümrükten problemsiz geçiyoruz. İç hatlar transfer kapısından da geçip bavullarımızı teslim ediyoruz. Aktarma bir saat sonra. Kısa bir beklemeden sonra içeri alıyorlar. Uçağın içi göz gözü görmeyecek kadar duman. Görmemiştim, yeni teknoloji mi bilemedim. Serinlik için desem değil, içerisi epey sıcak. Dezenfekte için mi? Neyse, el yordamı ile koltuğu bulup oturuyoruz. Duman uçak kalkana kadar sürüyor.

,

Bu uçakta da yemeğimizi yiyor ve vaktinde iniyoruz. İç hatlar olduğu için artık pasaport falan yok. Bavulları alıp çıkacağız. Carousel’den bavulları alıp tam çıkıyorken Hamit birden ufak omuz çantasını uçakta unuttuğunu fark ediyor. Önce ufak bir şok geçiriyoruz, çünkü Hamit, Ayçin ve Uras’ın pasaportları, 2,500 Amerikan Doları, ufak mir miktar Euro, Türk Liraları ve Hamit’in tüm gezi boyunca çektiği fotoğrafların kayıtlı olduğu SD kartlar, hepsi çantanın içinde. Hemen koşuyoruz geriye ama nafile, geri dönüş yok. Air India ‘nın ofisine gidiyoruz, derdimizi anlatıyoruz. Uçak personeli ile konuşuyorlar, “Sonradan bir arkadaşı geldi aldı” yanıtını alıyorlar. Arkadaş olarak bizi kastediyorlarsa böyle bir şey olmadı. Zaten sonradan öğrendiğimize göre unutulan bir şeyi değil arkadaşı, kendi gelse bile uçuş personelinin teslim etme yetkisi yokmuş. Neyse, oradan oraya koşturmamız bir işe yaramıyor. Otele gidip sakin kafayla düşünüp yol haritası çizmeye karar veriyoruz. Havaalanında pahalı havaalanı taksileri dışında vasıta bulmak mümkün değil. Daha kurumsal olan Uber ‘i çağırmaya karar veriyoruz. Büyük bir arabayla 1850 Rupiye anlaşıyoruz. Gerçi sonradan yine kazıklandığımızı anlayacağız. Bu arada havaalanından çıkmadan taksi parası bozdurmak istiyoruz. İnternetten baktığımızda 1 dolar karşılığı 83,5 olan Hint Rupisini bize 75 Rupiye bozdular, üstüne de komisyon ve vergileri giydirerek, belgede görüldüğü gibi 70 Rupiye indirdiler. Helal olsun, daha ne diyeyim. Bu akşam her şey ters gidiyor.

Taksi bizi otele bırakıyor. Yukarı, beşinci kata çıkıyoruz. Otel binanın bu katında ne hikmetse. Bizim Air Nepal uçağı iptal olunca, Nepal’de bir gece fazla kalmıştık. Dolayısıyla buraya da bir gece geç geliyoruz. Yani peşin ödeme yaptığımız için otele kalmadığımız bir gecenin parasını da vermiş oluyoruz. Odalara çekiliyoruz.

Site araması

Bu Blog hakkında

Eğer sıkılmazsanız bu Bolg’da Karavan ve karavansız uzaklara yaptığımız fotoğraf ağırlıklı gezi yazılarımı izleyip, okuyacaksınız..