Nepal, Mumbai (Yaz 2024)Bölüm 05, Nepal, Chitwan (Fotoğraf Gezi Kültürü)

blog-item

3 Temmuz 2024 – Çarşamba

Sabah erken kalkıyoruz. Yeni bir macera başlıyor. Daha önce yazmamıştım; tatile çıkmadan iki gün önce aldığımız uçak biletlerinden Air Nepal’in Katmandu-Bombay seferi iptal olmuştu. Bizde rezervasyonu iptal etmeden önce telaşla yeni bir uçuş aramış ve bir gün sonraya Air India’dan biletimizi almıştık. Neyse, diğer uçuşun iptali ve paramızı geri ödemeleri sorun olmadı, birkaç gün içerisinde hesabımıza iade ettiler bilet paralarını. Yeni rezervasyonla Nepal günümüz bir arttı, Hindistan bir azaldı. Nepal artınca araya bu iki gecelik turu soktuk, aslında programımızda yoktu. Bu turu araya sokunca da Nepal otelimizin rezervasyonu bir gün azaldı. Yeni programa göre otelde 3 gün kalacağız iki gün ara verip bir gün daha kalacağız. Durumu işletmeci kadına anlatıyoruz. Kadında; “siz mutlu olmanız önemli, benim için problem yok” diyor. Ne tatlı değil mi? İşte Nepal farkı. Hatta turda olacağımız iki gece götürmeyeceğimiz bavullarımızı depoda saklayacak. Kalktıktan sonra hazırladığımız bavulları depoya bırakıyoruz. Bizi otobüse götürecek adam aşağıda bizi bekliyor. Buluşup yürümeye başlıyoruz. Allahtan sabah yağmur yok sabah. On beş dakika yürüyerek otobüsün kalkacağı yere varıyoruz. Birçok otobüs burada bekliyor. Bir tanesine bindiriyor bizi ve kalan parayı istiyor. 390 doları çıkarıp veriyoruz. Parayı alıp, “indiğiniz yerde sizi karşılayacaklar” deyip gidiyor. Hiçbir belge falan yok. Kafamızda bir sürü deli sorular; soyulduk mu gibisinden. Neyse her şey olacağına varır. Otobüse bizim gibi turistler ve bir yerden bir yere gidecek yerli halk yavaş yavaş doluyor ve yola çıkıyoruz. Otobüsün Kadıköy – Pendik minibüsünden farkı yok.

Her yerde duruyor, yolcu alıyor, indiriyor. Sonra çok dar ama çok işlek bir yola giriyor, iki saatten fazla ortalama 5 km hızla ilerliyor. Bazen öyle bir tıkanıyor ki, şoför kontak kapatıp açılana kadar aracı terk ediyor. 175 km’lik yolda üç kez de mola veriyor ve inanmazsınız tam yedi saat sürüyor bu kadarlık yol. Ama yolun manzaraları süper. Sürekli olarak “Trishuli” nehrinin yanından ilerliyoruz. Her taraf yeşil ve her taraf su. Doğal olarak bir sürü çeltik tarlalarından, sarp yeşil vadilerden geçiyoruz.

Dışarının keyfi ile amortisörsüz araba nedeniyle her taşını hissettiğimiz oldukça kötü yollar birbirini ancak dengeliyor. Yedi saat sonra “Chitwan National Park’a” varıyoruz. Elinde otelin kartını tutan bir adam görüp yanına yanaşıyoruz. Adam hiçbir şey sormadan bizi bir jip’e alıp “Rainbow Safari Resort’a” götürüyor.

Resepsiyon görevlisi “tur acentesi size belge verdi mi?” diye soruyor. Yok diyoruz. Ok problem yok diyor ve kaydımızı yapıyor. Hoş geldiniz meyve suyu ve öğlem yemeğimizi ikram ediyorlar. Şimdilik problem yok. Yemekten sonra müstakil bungalovlardan oluşan odalarımızı gösteriyorlar. Odalar epey büyük ve temiz. Saat beşe kadar dinlenin sonra etrafta bir tur atacağız diyorlar. Seviniyoruz, o yoldan sonra biraz dinlenmek iyi gelecek. Odalara çekiliyoruz ve yerleşiyoruz. Dinlendikten sonra yürüyerek hemen otelin birkaç yüz metre ilerisinde bir yere gidiyoruz. Sundurmaların altında ayaklarından zincirlerle bağlı filler var. Adam aslında fillerin evcil olup ormanda serbestçe dolaştıklarını sonra buraya geldiklerinde birbirleri ile kavga etmesinler diye bağlandıklarını söylüyor. Pek inandırıcı gelmiyor gerçi. Çok hoşlanmadığım için fotoğraf çekmiyorum. Biraz daha yürüyoruz. İleride bir çalının arkasında gövdesinin üst tarafı görünen büyük bir gergedan görünüyor. O bize bakıyor biz ona. Biz rahatız; “fillerden sonra kesin bunu da zincirlemişlerdir turistler için, yazık” diye konuşuyoruz aramızda. Derken hayvan hızlıca bize doğru hareket etmesin mi. Yusuf, Yusuf vaziyetleri. Hemen tornistan edip uzaklaşıyoruz oradan. Gerçekten yabani gergedanmış. Daha dikkatli olmaya karar veriyoruz. Günün ilk yaşam dersi.

Bu arada fena yağmur bastırıyor. Bir sonraki adım olan nehir kenarında gün batımını iptal edip otele doğru ilerliyoruz. Otelin kapısında yağmur diniyor. Karar değiştirip tekrar nehir kenarındaki seyir terasına gidiyoruz.

Hava bulutlu, gün batımı yok ama nehirde birkaç net olmayan timsah ve birkaç kuş görüyoruz.

Fotoğraflıyorum ardından otele dönüyoruz. Akşam yemek saat yedide. Yemekler güzel genelde alıştığımız tatlarda. Yemekten sonra lokal dansların yapıldığı bir yere gidiyoruz, eğlenceli geçiyor.

Dönüşte epey yorgunuz. Klasik bira, sohbet kısmını atlayıp direk yatmaya gidiyoruz. Bütün problemlere rağmen beklediğimden iyi geçti günümüz. Bakalım yarın bizi neler bekliyor. Sabah kahvaltı 6:30 ‘da.

Bugün 11,073 adım atmışız.

Site araması

Bu Blog hakkında

Eğer sıkılmazsanız bu Bolg’da Karavan ve karavansız uzaklara yaptığımız fotoğraf ağırlıklı gezi yazılarımı izleyip, okuyacaksınız..