Kıyı, Kıyı Yunanistan (Yaz 2018) 1. Bölüm (İstanbul – Selanik) (Fotoğraf Gezi Kültürü)

blog-item

Konuya direk giriyorum;

Karavanı yaptırdıktan sonra, tanımak için bir kaç kısa mesafeli ve kısa zamanlı yurt içi deneme turu yaptık. Karavana güvenimiz tam olunca, hedefi büyütüp, büyük bir Avrupa turu düşünmeye başladık. (Hollanda’ya kadar.) Sonra 1 ayda çok koştur koştur olacağından, tek bir ülkeyi (Küçükse 2 veya 3)  doya doya, içine girerek dolaşmanın daha mantıklı olacağına karar verdik. Tabi ki bu ülke en yakın komşumuz, bizim de yakın bölgelerine karadan senede bir iki kere gittiğimiz Yunanistan olacaktı. Bir çok adasına da satmadan önce 🙁 Teknemizle uğramışlığımız vardı. Bir ay boyunca olabildiğince çok yerine uğrayacaktık.

Eşim Gülten, Kızım Ada Deniz ve bendeniz bütün hazırlıkları tamamlayarak Temmuz ortası yola çıktık. Bundan sonraki yazılar, Karavanımız “Muazzez’in” Seyir Defterinden gelecek. Seyir defteri, adından anlaşılacağı üzere çoğunlukla gittiğimiz yerlerin Google bilgilerinden ziyade, başımızdan geçenler, anılar, teknik bilgilerin olduğu bir doküman. Umarım keyif alırsınız.

Buyurun başlayalım.

13 Temmuz 2018, Cuma;

Hareket:              İstanbul/Pendik                                               Kilometre: 112,937

Hedef :                 Dedeağaç (Alexandroupoli)

Ev taşıma işleri, bir de seçim olayı falan derken ancak bugün yola çıkabildik. Dün akşam hazırlıklar tamamlandı ama yine de sabah erken yola çıkamıyoruz. Çünkü Yeşil Sigortayı yaptıracağız önce. “Bulgar Sigortası” !.. Normalde Türkiye’deki bir acenteden yaptırmaya kalksan 183€, Bulgar sigortası 60€, ciddi fark var. Karavan forumlarından bulduğum XXXX kişisinin XXXX nolu telefonunu arıyorum, sabah saat 10 gibi buluşmak için sözleşiyoruz. Sabah arıyor, işi çıkmış, başka birine yönlendiriyor. Bir sektör oluşmuş belliki. Şirinevler’de buluşacaksınız, o sizi arayacak diyor. Biz Şirinevler’e gelene kadar aramıyor yeni arkadaş. Zaten şüpheliyiz bu sigortada üç kağıt var mı diye. Neyse arıyor, motorla gelip bizi bürosunun olduğu Güneşli’ye götürüyor. Burada bir network kurmuşlar. Ruhsatın fotoğrafını Bulgaristan’a gönderiyor. Orada sigorta hazırlanıyor, bilgiler yine mesajla geliyor ve buradaki boş Yeşil Sigorta dolduruluyor. İşlem hızlı, 10 dakikada halloluyor. Sigortaya çok güvenmiyoruz, umarım başımıza bir şey gelmez. Ama en azından prosedürlere uygun sanırım, problemsiz olarak Yunan sınırından geçiyoruz. Hadi bakalım iyi başladık, 123€ kardayız J. (Bu notu şimdi ekliyorum; 1 ay boyunca Allah’tan başımıza kaza, bela gelmedi, Bulgar sigortasının problemli olup olmadığını test etmek zorunda kalmadık. Ama içimde hep kuşku vardı, hala da var.)  İpsal’da bizim yönümüzde yoğunluk yok. Problemsiz geçiyoruz iki sınırı da. Fakat dönüş şeridi felaket. Bir kaç km. kuyruk var. Gurbetçiler. Umarız biz dönene kadar azalır bu yoğunluk.

Bugün hedef Dedeağaç’a kadar gidip orada konaklamak. Saat akşam 7 gibi ulaşıyoruz. Merkezdeki sahile sıfır olan otoparka giriyoruz. Gece kalırsanız 12€ diyor kasadaki kız. Ödeyip, park ediyoruz. Sonra da sandalyelerimizi alıp sahilde güneşi batırıyoruz.

Akşam, yürüyüş yapmak üzere yukarı caddeye çıkıyoruz. Daha önce de çok geldik buraya ama hep kış aylarıydı, ilk defa bu kadar kalabalık görüyoruz. Karaoli caddesi trafiğe kapatılmış, bütün kenarlarına masalar konmuş, oturanlar, yürüyenler gerçekten çok kalabalık. Akşam yürüyüşümüzü yapıp, döndükten sonra yine sahilde biralarımızı içip günü bitiriyoruz. Sivrisinek çok, umarım rahat uyuruz.

Koordinat: 40.84254, 25.876048

Dedeağaç; kaldığımız sahilden bir görüntü.

14 Temmuz 2018, Cumartesi; 

Hareket:              Dedeağaç (Alexandroupoli)                         Kilometre: 113,314

Hedef :                 Neo Iraklitsa

Sabah 8 gibi kalkıp denize girmek üzere mayolarımızı giyiyoruz. Sürpriz, buranın denizi oldukça pis. Kafamızı sokmadan girip hemen çıkıyoruz. Kumsalda sabah kahvemizi içip, karavanda kahvaltımızı yaptıktan sonra çıkıyoruz yola. Tüm gezi boyunca çok mecbur kalmadıkça otobanlara girmemeye kararlıyız. (Navigasyona da bizi otobanlardan uzak tut diye tembih ettik) Deniz kenarından, oldukça dar yollardan ilerliyoruz. Yolun tam denize sıfır olduğu bir yerde, uzun bir kumsala ve temiz denize rast gelerek, gerçek anlamda deniz sezonu açıyoruz nihayet.

Koordinat: 40.863719, 25.632465

Denizden sonra yola devam. Ama yol çok bozuk, Muazzez ara sıra zorlansa da toprak, çakıllı yollardan geçerek ilerliyor. Akşam saat 3 gibi Fenari, Arogi Plajından geçiyoruz. Burası acayip kalabalık. Deniz çok güzel görünüyor, kumlar beyaz renk. Yunanistan’da tüm plajlar halka açık, ücretsiz giriliyor. Hatta bu plajda (ve çoğunda) Belediye veya Devletin görevlendirdiği, periyodik olarak yerleştirilmiş cankurtaranlar var. Fenari’yi geçip akşam Saat 5 gibi Kavala’ya varıyoruz. Yarın Pazar, her yer kapalı, bu nedenle Lidl markete girip alışverişimizi yapıyoruz önce. Alışverişten sonra, daha evvel çok geldiğimizden Kavala’yı pas geçip, gece kalacağımız yeri aramak üzere yola devam.

Fenari, Arogi Plajı

Kısa bir süre sonra “Nea Iraklitsa” denilen kıyı kasabasındayız. Kalın kumlu büyük bir kumsal. Deniz de kumlu ve güzel. Ağırlıklı Bulgar karavanları var. Bizim konumumuzdan biraz ileride, 8 -10 Bulgar karavanı tarafından ufak bir park da oluşmuş durumda.

Akşamüstü bugünkü üçüncü denizimize giriyoruz. Sezonu iyi açtık görünüyor. Akşam yürüyüşümüzü yapıp, yemeğimizi yiyerek saat 12 gibi yatmaya çalışıyoruz ama olmuyor. Yunanistan’a girdiğimizden beri peşimizi bırakmayan sivrisinekler burada biraz daha abartmış durumda. Uzun bir avcılıktan sonra pes edip, Sinkov sürerek uykuya dalıyoruz.

Koordinat: 40.88309, 24.320739

Nea Iraklitsa; Sahilden bir görüntü.

Nea Iraklitsa; Konumumuz.

15 Temmuz 2018, Pazar;

Hareket:              Neo Iraklitsa                                      Kilometre: 113,525

Hedef :                 Stratoni

Sabah 8 gibi denizde ayıldıktan sonra kahvaltımızı yapıp yola çıkıyoruz. Aslında burada bir gün daha kalalım demiştik ama gelecek yerlerin nasıl olduğunu bilmeden erken karar olur diye vazgeçtik. Yine bir sonraki durağımıza yolda karar vermek üzere yola düşüyoruz.

Bu arada, Yunanistan’da sürekli İnternetimiz var. Geziye çıkmadan önce İngiltere’den “Three.co.uk” sitesinden sim kart satın almıştık. Forumdan bulduğum bu firma yaklaşık 35€ karşılığında 12 Ay geçerli 12GB İnternet sağlıyor. Diğer Avrupa alternatiflerinden uygun ve hemen hemen tüm Avrupa’da geçiyor. (Gerçi bunu tüm Avrupa için almıştık. Yunanistan’ı belki çok daha uygun fiyata halledebilirdik ama elimizde var diye kullanıyoruz) Ancak Türkiye’ye satışı yok. Kızım Hollanda’ya sipariş etti, ondan da bana geldi.

Kıyıdan, otobana girmeden yolculuğa devam. Yol boyunca çok güzel kumsallar var, deniz çok güzel görünüyor. Bugün Pazar olduğundan sanırım güzel bir kumsalın etrafında yüzlerce araba var. Kıyılar oldukça dolu. Yolda bir yerde durup, tentemizi ilk defa açıp, denize karşı kahvemizi içerken bir sonraki durağımızı “Stratoni” olarak harita üzerinden tamamen doğaçlama belirliyoruz.

Stratoni’ye vardığımızda büyük bir koy, kumsal ve çok sakin bir yer buluyoruz. Bundan önceki yerin aksine, sakinlik çok hoşumuza gidiyor. Sahide biraz dolanıp konuşlanacak yer arıyoruz Muazzez’e. Bir grup karavan park etmiş az ağaçlık bir yere, biz kumsalın diğer tarafına park ediyoruz. Hemen yanımızda duş ve çeşme var. Enerji de Güneş’den, daha ne isteyelim. Park etmeden önce gözümüzde kestirdiğimiz bir mekanda soluklanmak için birer bira içiyoruz. Salaşlığı hoşumuza gidiyor. Yunanistan’da dış arıda ilk akşam yemeğine gitmek üzere, geleceğimizi söyleyip ayrılıyoruz. Dönüp denize giriyoruz. Biraz dinlenip, yemek yemek üzere geri dönüyoruz Kabos Taverna’ya. (Wi-Fi Password: 2376021088, çoğunda olduğu gibi telefon numarası) Fiyatlar Yunanistan’ın her yerinde fix. Ahtapot 9€. Ufak uzo, kalamar, salata, et vb. söylüyoruz. Sivrisinek felaket boyutta. İlaç getiriyorlar. Biz de Sinkov sıkıyoruz, biraz rahatlıyoruz. Hesap 51,5€, eh üç kişi için fena değil. Hesabı ödeyip yatmaya gidiyoruz. Sevdik burayı, bir gün daha kalmaya karar veriyoruz.

Ertesi güne de deniz ve kahvaltı ile başlıyoruz. Kahvaltı esnasında bir İngiliz adam “Burası bedava mı? Polis gelip bir şey soruyor mu?” gibi sorularla karavanın içine kafasını soktu. Bedava ve problem yok cevabını alınca şaşırıp “Bütün Avrupa’da her şey Euro” diyerek söylenerek gitti. Kahvaltıdan sonra hemen yanımıza kurulan 5, 6 arabadan oluşan pazardan biraz sebze, salamura balık vb. aldık. Sonra da uzun bir yürüyüş yaptık. Güzel, küçük bir limanı var. Koyun diğer ucunda altın madeni ve fabrikası var (Öyle tahmin ettik.) Bugün de güzel geçti.

Koordinat: 40.513571, 23.827839

Stratoni; Sahilden bir görüntü.

17 Temmuz 2018, Salı;

Hareket:              Stratoni                                               Kilometre: 113,645

Hedef :                 Sarti, Orange Beach

Sabah deniz, duş/banyo, karavana su takviyesi ve kahvaltı ile güne başladık. Biraz temizlik, düzenleme  sonrasında yola çıkmaya hazırız. Haydi rastgele diyoruz. Kıyıdan, yine güzel kumsallardan devam. Hafta içi olmasına rağmen kumsallara inen yolların, patikaların başında yine onlarca araba. Fakat Yunanistan’a geldiğimizden beri trafik yoğunluğuna rastlamadık, dolayısıyla stres de yok. İstanbul’un aksine, gayet mülayim şekilde en fazla 90 Km hızda kullanıyorum arabayı.

Halkidiki’yi küçük adımlarla dolaşmayı planlamıştık, neredeyse 90 Km. geldik  artık bir yer bulmamız lazım. Navigasyonda sahile giden yolları tararken tesadüfen birinde karar kılıyoruz. Yola girince, ormanın içinde yine yüzlerce arabanın çamların altına park ettiğini görüyoruz. Herhalde çok güzel bir sahil var deyip, Muazzez’i geçici bir yere park edip keşfe çıkıyoruz. Evet beklediğimiz gibi mükemmel koy, mükemmel deniz. Burada kalmalıyız. Hemen dönüp Muazzez’i iyi bir yere park etmek için dolanıyoruz. Güzel bir yer buluyoruz.

Orange Beach, Genel bakış

Sahile bakarken tabelada buranın “Orange Beach” olduğunu anlıyoruz. Tesadüfen bulmuşuz, daha önce okumuştum bir iki yerde. Keyfini çıkartmak için biraz daha akşam olmasını, kalabalığın azalmasını bekleyeceğiz.

Kalabalık azalıyor, biz de fazla beklemeden gidiyoruz denize. Koyun fotoğraflarını çekmek için makinamı alıyorum yanıma. Koya inip sağa yönelince, fotoğraf çekmek yasak tabelası ile geliyoruz yüz yüze. Bu ne şimdi derken, bu tarafın çıplaklara ayrıldığını anlıyoruz. İleride üryan bir adamı da görünce artık o tarafı fazla zorlamıyoruz. Denizin tadını çıkartıp karavana dönüyoruz. İşimiz var. Yemek yeyip Ada’nın dizisine yetişeceğiz. (Erkenci Kuş :)) Fakat ormanda uydu anteni ağaçlardan çekmiyor. Neyse Muazzez’i ileri, geri, sağa, sola oynatıp yakalıyoruz sinyali. Dışarıda soframızı kurup, yemek faslına geçiyoruz artık derken, ıstırap başlıyor. Her yerde sivrisinek var ama felaket. Her yerimize Sinkov sürdük ama fayda etmiyor. Herifler göz kapağından, T-Shirt üzerinden, neresi varsa değerlendiriyorlar. Ancak sinek kovucu ile küçük birer banyo yapınca biraz rahatlayıp yemeğimizi yiyoruz.

Yemeğin sonunda hemen yanına park ettiğimiz karavandaki Romanyalı karı-koca, ellerinde İngilizce eksikliğinden hangi meyveden yaptıklarını anlatamadıkları ev yapımı bir şişe likör ile ziyaretimize geldiler. Adam, kapüşonunu sıkı sıkıya taktığı bir yağmurluk giymişti bu sıcakta, sivrisinek yüzünden dedi, hak verdik. Bir saat falan konuşmaya, iletişim kurmaya çalıştık. Baktık olmayacak, gittiler. Biz de toparlanıp içeri girdik. Dizi bittikten sonra, karavanı daha düz bir yere aldık uyumak için. Ama uzun zamandır bu kadar zifiri karanlık görmemiştim. En ufak bir yıldız dahi yok, hava bulutlu. Garip bir his. Artık yatıyoruz, hadi iyi geceler.

Koordinat: 40.124979, 23.968768

Orange Beach, Detay

18 Temmuz 2018, Çarşamba;

Hareket:              Sarti, Orange Beach                                       Kilometre: 113,743

Hedef :                 Port Koufo

Kimse gelmeden denize girme niyetiyle sabah 8 gibi kalkıyoruz. Ama hem bir sürü insan gelmiş, hem dalgalı deniz baya çöp getirmiş, hem de çıplak adamın yine nöbetini tuttuğunu görünce, karavana dönüp kahvaltıyı farklı bir yerde yapmak üzere yola koyuluyoruz. Sarti’ye tepeden bakan bir seyir noktasında yapılan kahvaltıdan sonra yola devam. Porto Koufo’ya gelmeden önce bir kaç ara yola giriyoruz, bakir, sesiz bir yer bulma umuduyla. Çok güzel kumsalı, denizi olan yerler var, hem de sakin fakat Muazzez’i götüremiyoruz, yollar çok bozuk. Sonuçta, Porto Koufo’nun hemen girişinde denizle aramızda 3 metre beyaz kum olan bir plajda demirimizi atıyoruz. Muazzez’in yarısı asfaltta yarısı kumda kalıyor. Dert etmiyoruz, tek şerit halinde bir sürü karavan ve araba aynı şekilde park etmiş. Biraz kalabalık ama çok sevdik burayı, bu gece buradayız.

Porto Koufo, Yukardan bakış.

Bu arada Buzdolabı su koyverdi, çalışmıyor. Türkiyeyi aradık. Klasik fişi çek, bekle, tekrar tak tavsiyesini yerine getirdik ama sonuç yok. Çözüm yarına kaldı. (Buzdolabı 3 sistem dediklerinden. 141 Litre Amonyaklı. 220V AC / 12V DC / LPG ile çalışıyor. Tekne deneyimlerime göre normal kompresörlü sistemden çok daha fazla güç tüketiyor.)

Porto Koufo, Konuşlandığımız kumsal.

Kumsala kurduğumuz masada akşam yemeğimizi şarap eşliğinde yiyoruz, Ay’da bize eşlik ediyor. Yorulmuşuz, biraz da şarabın etkisiyle, dalga sesleri eşliğinde uymak üzere karavana çekiliyoruz.

Koordinat: 39.965129, 23.925590 (Yaklaşık)

Porto Koufo, Kumsalda gün batışı.

19 Temmuz 2018, Perşembe;

Hareket:              Port Koufo                                         Kilometre: 113,780

Hedef :                 Selanik, Pereia

Sabah deniz, kahve ve kahvaltı üçlemesini yerine getirdikten sonra, doğaçlama gelişecek, belirlenecek olan bir sonraki hedefe doğru yola çıkıyoruz. Gülten biraz rahatsız. Kahvaltıdan sonra mide ve baş ağrısı nedeniyle uzandı. Bu gece deniz yerine orman havası istiyor. O zaman vuruyoruz kendimizi “Poligiros” yoluna. Poligiros, Halkidiki bölgesinin başkenti imiş İnternetten baktığımız kadarıyla. Fakat ne yolda kendimize uygun bir yer bulabiliyoruz, ne de şehri çok seviyoruz. İlerlemeye devam Selanik’e doğru.

Bu arada İstanbul’la konuşuyoruz arızalı buzdolabı hakkında. Bize yakın bir servis araştırıyorlar. Selanik’e 50 km kala haber geliyor, Pereia’da servis olduğu konusunda. Akşam 9’a kadar da açıkmış.

Hadi diyoruz gidip yaptıralım şu dolabı. Yedi Buçuk gibi varıyoruz. Beklendiği gibi yer açık ama atölye kapalı. İş ertesi gün saat 9 – 10’a kalıyor. Neyse ki burası aynı zamanda bir karavan park. Elektrik, su, tuvalet, duş her şey var. Üstelik ücretsiz.

Yarını beklemek üzere kalıyoruz burada. Elektriğimizi alıyoruz. Yemeğimizi yiyoruz. Televizyonda bir dizi seyredip yatıyoruz. (Yunanistan’ın iyi tarafı, Türk uydusunu çekmesi. Bizim kız için iyi oluyor, bazen biz de kaptırıyoruz kendimizi.)

Koordinat: 40.502500, 22.971558

Bu akşam seyahatin bir haftasını doldurduk. Devamı gelecek bölümde.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Site araması

Bu Blog hakkında

Eğer sıkılmazsanız bu Bolg’da Karavan ve karavansız uzaklara yaptığımız fotoğraf ağırlıklı gezi yazılarımı izleyip, okuyacaksınız..