Güney Amerika Seyir Defteri (Yaz 2017) 23. Bölüm Brezilya, Sao Paulo (Fotoğraf Future)
25 Temmuz 2017 – Salı
Otobüs saat 05:40 ‘da Sao Paulo otobüs terminaline varıyor. Dün Rio’da burada bir otel rezervasyonu yapmıştık. Özellikle havaalanına yakın olsun istedik. Taksiye atlayıp otele varıyoruz. Oldukça uzun bir yolmuş, 25 km kadar geldik terminalden. Artık nakdimiz oldukça azaldı, anca havaalanı için yarınki taksiye yeter. Yemek için marketten kredi kartı ile bir şeyler alıp idare edeceğiz. Otel bir sanayi bölgesinin tam ortasında. Gece yolculuğundan sonra çok yorgunuz, yatmak istiyoruz ama check-in saatine daha var. Resepsiyondaki çocuk yukarıda kahve içip kahvaltı yapabileceğimizi söylüyor. İyi, çıkıp yapıyoruz. İki saat sonra da check-in yapıp odalarımıza girip yatıyoruz. Bulunduğumuz bölge sanayi bölgesi, yapacak bir şey yok. Zaten bu şehirde hiç fotoğraf çekmememden belli. İki gün tembellik yapacağız. Akşamüstü çıkıp etrafı dolaşıyoruz. Marketten yiyecek, içecek alıp tekrar otele dönüyoruz. Akşam odada kafaları çekiyoruz. Efkarlıyız.
26 Temmuz 2017 – Çarşamba
Sabah kalkıp kahvaltımızı yapıyor, sonra tekrar odaya dönüp duşumuzu alıyor ve check-out saati olan 11’de resepsiyonda buluşuyoruz. Ödememizi yapıp yine bir taksiye atlayıp havaalanına gidiyoruz. (Umarım bu son havaalanına gidişimiz olur.) saat 12 gibi havaalanındayız. Uçuşa daha epey çok var. Erken gitmemizin sebebi Fas havayolları ofisini bulup (ki bu havaalanında olduğunu söylemişlerdi.) uçuşumuzu garantiye almak. Ama bulamıyoruz, yok ofis mofis. Beklemekten başka çare yok. Daha uçuşumuza 12 saat var. Check-in ‘e de 8 saat ☹. Kah oturup kah dolaşarak zaman geçiriyoruz. Havaalanında turlayarak 13,000 adım atmışım. Saat yaklaştıkça uçağın iki saat rötarlı olduğunu öğreniyoruz. 78 saat bekledikten sonra iki saat ne ki, devede kulak!.. Saat dokuzda check-in yaptıktan sonra bile hala “problem olur mu?” kaygısındayız. Pasaport ve gümrükten de geçip kapıların olduğu bölüme ulaşıyoruz. Biraz da freeshoplarda zaman geçiriyoruz. Saat yarım gibi uçağa almaya başlıyorlar. Kaç gündür o kadar çektik ki anca uçağın koltuğuna oturunca rahat hissediyoruz. Artık Güney Amerika’dan ayrılıyoruz. Bir ay gerçekten çok güzel geçti ama son üç gün epey uzun geldi. Elveda Amerika.
27 Temmuz 2017 – Perşembe
Gece 01:20 ‘de kalkan uçak ertesi gün (Yani aynı günün gündüzü) saat 14:15 gibi Casablanca ‘ya iniyor. Buradaki İstanbul uçağı 15:30’da, dolayısıyla aktarma için çok az süremiz var. Koşturuyoruz ama Afrika ülkesi mantığı ayrı çalışıyor. Hemen uçağın çıkışında aktarma olup olmadığını kontrol edenlerden dolayı bir yarım saat bekliyoruz. Sonra da bir güvenlik aramasında yine bir o kadar zaman geçiyor derken uçağa kılı kılına atıyoruz kendimizi. Bileti Royal Air Maroc ‘dan aldık ama uçak THY uçağı. Hosteslerle Türkçe konuşmak bile değişik bir duygu, artık eve döndüğümüzün ispatı. Türkçe film seyredip, Türk şaraplarımızı yudumlayarak güzel bir uçuş yapıyoruz. Ta ki önümde oturan Hamit koltuğunu aniden yatırıp masada duran şarap bardağını patlatmayı becerene, yüzüm, gözüm, üstüm başım, hatta yanımda oturan adamın üstü, koltuklar, masa her şey şarap olana kadar. Neyse problem değil eve gidiyoruz 😊. İstanbul’a saat 22:20’de iniyoruz. Bu arada, kıl payı şans bizden yana işlemiş burada. Akşamüzeri dolulu, fırtınalı bir felaket yaşanmış ve uçaklar başka şehre yönlendirilmiş. Neyse ki biz problemsiz indik. Uçaktan çıkıp pasaport kontrolünden sorunsuzca geçiyoruz. Artık son bagaj alma, gümrük ve taksiye atlamak kaldı. Karuselin başında bekleyişimiz uzun sürüyor. Havadan dolayı yanımızda olan şans bu sefer değil. Casablanca ’da kısa aktarmada biz kendimizi uçağa atmıştık ama bavullar atlayamamış anlaşılan. Hemen kayıp bürosuna başvuruyoruz. İnsanlarla aynı dili konuşmanın gözünü seveyim. Hemen kontrol ediyorlar. Eşyaların barkodu THY kayıtlarında görünüyor. Fakat uçağa binerken gereken güvenlik kontrolünden zaman darlığında geçemeyip orada kaldığını söylüyorlar. Kayıt açıp bir, iki gün içerisinde adresimize teslim etme garantisi vererek bizi rahatlatıyorlar.
Taksiye atlayıp eve dönüyoruz. Saat 01:30 gibi bir ay önce çıktığımız evimize ve çocuklarımıza kavuşuyoruz. Bavullarımız yok ama mutluyuz.